Tarih Tekerrür Ediyor... 1974’te
Kamer Suresi :
054:000
Rahman, Rahim Allah’ın ismiyle
054:001
O an yaklaştı ve ay yarıldı.*
* Dünyanın sonunun alametlerinden olan ayın yarılması olayı, 1969 yılının Temmuz ayında Apollo 11 uzay aracının ay toprağını yarıp yeryüzüne getirmesiyle gerçekleşti. “İnşakka = yarılma“ kelimesinin geçtiği 80:26; 50:44 ayetlerine bakarsanız bu yarılmanın illa ortadan ikiye bölünmek anlamına gelmediğini göreceksiniz. Hadis uzmanları, Muhammed peygamberin parmağıyla aya işaret etmesi sonucunda ayın ikiye bölündüğünü ve hatta yarısının Ali’nin bahçesine düştüğünü rivayet etmişlerdir. Ancak bu astronomik olayın neden dünyanın hiçbir yöresinde gözetlenmediği ve kaydedilmediği sorusuna ise inandırıcı cevaplar verememişlerdir. İnsanlık tarihinde önemli bir nokta sayılan 1969 yılındaki bu olay gerçekleştiği sıralar, Dr. Reşad Halife, bilgisayarlara Kuran’ı yüklüyordu. 1974 yılında farkına vardığı matematiksel sistemin ilk çalışmalarının ay toprağının yarıldığı tarihe denk gelmesi ikinci ayetle önceden haber verilir.
054:002
Bir mucize görseler yüz çevirirler ve, “Süregelen bir büyüdür“ derler.
054:003
Yalanladılar; fantezilerine ve her statükoya uydular.*
* Ayet, başka türlü okunarak, “Yalanladılar, arzularına uydular. Halbuki her iş yerini bulacaktır“ diye de anlaşılabilir.
054:004
Oysa, kötülüklerini engelleyecek uyarılar dolu haberler kendilerine gelmiş bulunuyor.
054:005
Bu üstün bir hikmettir; ancak uyarılar yarar sağlamıyor.
054:006
Onlara aldırma; çağırıcının, görülmemiş ve tanınmamış bir şeye çağıracağı gün,
054:007
Gözleri zillet içinde mezarlardan çıkarlar; tıpkı saçılmış çekirgeler gibi…*
“Çekirgeler, toprağın altından, uzun müddet kaldıktan sonra, topluca, çok kalabalık olarak yeryüzüne çıkarlar. İnsanlar da, toprağın altında, uzun müddet kaldıktan sonra, topluca, çok kalabalık olarak, yeryüzüne çıkarlar. Tabii, benzeyen ile benzetilen arasında bazı farklılıklar olacaktır. Nitekim çekirgeler toprağın altında diridirler. İnsan vücudu ise ceset halindedir...“
Bak: 24:35; 29:43 ve 4:82.
054:008
Çağırıcıya doğru koşarlarken, inkârcılar, “Bu zorlu bir gündür“ derler.
054:009
Onlardan önce de Nuh’un halkı yalanlamıştı. Kulumuzu yalanlayıp, “Delidir“ dediler. Nitekim o engellendi.
054:010
Efendisini çağırdı, “Ben yenildim; bana yardım et.”
054:011
Bunun üzerine göğün kapılarını boşalan sularla açtık.
054:012
Yerden de pınarlar fışkırttık. Nihayet sular, daha önce belirlenmiş seviyeye ulaştılar.
054:013
Onu ağaç lifleri ile (bağlanmış) kütükler üzerinde taşıdık.*
* Nuh ile birlikte bir kaç müslüman ve Nuh’un çiftliğindeki hayvanlardan birer çifti taşıyan bir su salının bir buharlı gemi olduğunu ileri sürenler, Nuh’un yaşayıp dolaştığı bölgeyle sınırlı tufanı dünya çapında bir tufan olarak sunanlar gerçeği abartmışlardır. Nitekim bazı Hıristiyanlar hala dağ tepelerinde gemi parçalarını aramaktadır; üstelik yanlış yerde.
Bak: 11:44.
054:014
Reddedilmiş olan kişiye bir ödül olarak gözetimimiz altında akıp gidiyordu.
054:015
Bunu bir ders olarak bıraktık. Öğüt alan yok mudur?
054:016
Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
054:017
Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
054:018
Ad da yalanladı. Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
054:019
Uğursuzluk üstüne uğursuzluğa sahip bir günde üzerlerine vahşi bir rüzgar gönderdik.
054:020
İnsanları, sanki köklerinden koparılmış hurma kütükleriymiş gibi yıkıyordu.
054:021
Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
054:022
Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
054:023
Semud da uyarıları yalanladı.
054:024
Dediler ki, “Bizden bir insana mı uyalım? O zaman biz sapar ve cehenneme gireriz.”
054:025
“Mesaj aramızdan ona mı verildi? O, yalancı küstahın biridir.”
054:026
Yalancı küstahın kim olduğunu yarın öğreneceklerdir.
054:027
Deveyi bir sınav olarak göndereceğiz. Onları gözetle, sabırlı ol.
054:028
Onlara, suyun (deveyle) aralarında paylaşılacağını bildir. Her içim sırayla sunulacaktır.
054:029
Bir arkadaşlarını çağırdılar, o da çekip (deveyi) kesti.
054:030
Cezalandırmam ve uyarılarım nasılmış!
054:031
Üzerlerine bir tek patlama gönderdik ve onlar ağılcının topladığı saman yığınına döndüler.
054:032
Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
054:033
Lut halkı da uyarıları yalanlamıştı.
054:034
Üzerlerine taş yağdıran bir fırtına gönderdik, yalnız Lut’un ailesini seher vakti kurtardık.
054:035
Katımızdan bir iyilik olarak. Şükredeni işte böyle ödüllendiririz.
054:036
Onları bu yakalayışımıza karşı uyarmıştı; ancak onlar uyarıları kuşkuyla karşıladılar.
054:037
Onun konuklarına göz diktiler, biz de onları kör ettik. Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
054:038
Ertesi gün, yaman bir azap sabahlarını kutladı.
054:039
Azabımı ve uyarılarımı tadın bakalım.
054:040
Kuran’ı mesaj için kolaylaştırdık; öğüt alan yok mudur?
054:041
Firavunun erkanına da uyarıcılar gitmişti.
054:042
Tüm mucizelerimizi yalanladılar ve biz de onları En Üstün ve Her şeye Gücü Yetenin yakalayışı gibi yakaladık.
054:043
Sizin inkârcılarınız onlarınkinden daha mı iyi? Yoksa kitaplarda kendiniz için bir af ilanına mı rastladınız?
054:044
Yoksa, “Biz, zafere ulaşacak bir cemaatiz“ mi diyorlar?
054:045
O cemaat bozguna uğratılacak; dönüp kaçacaklar.
054:046
O an onları beklemektedir, daha korkunç ve acıdır.
054:047
Suçlular bir sapıklık ve cehennem içindedir.
054:048
Yüzükoyun ateşe sürüklenecekleri gün: “Sakar’ın dokunuşunu tadın.”*
* Sakar (SQR) diye adlandırılan cezanın ve ölçünün niteliğini öğrenmek için 74’üncü sureye bakınız.
054:049
Biz her şeyi belli bir ölçüyle yaratmışızdır.
054:050
Buyruğumuz göz kırpması gibi anidir.
054:051
Sizin benzerlerinizi yok etmiştik. Yok mu öğüt alan?
054:052
Tüm yaptıkları kitaplarda kayıtlıdır.
054:053
Küçük ve büyük hepsi yazılmıştır.
054:054
Erdemliler, bahçeler ve ırmaklar içindedir.
054:055
Güçlü Yönetici yanında onurlu makamlardadırlar.
Selam, Kuran 1969 yılı bilgisayara yüklendi +5 yıl 1974 yılı keşif https://youtube.com/shorts/ZzVusa7UG84 Apollo 11