40. Sure'den Mesajlar 1-55. Ayetler
1) H8 M40
H8, M40 harfleri 40-46 surelerinin başında bulunur. "H8" ve "M40" harfleri Kuran'ın matematiksel sistemi içinde önemli bir role sahiptir. Yirmi dokuz surenin başında yer alan çeşitli harf kombinasyonları, Kuran'ın matematiksel yapısı içinde önemli fonksiyona sahiptir. Harf, kelime, ayet ve sure sayılarını ve karşılıklı ilişkilerini kapsayan iç içe geçmeli matematiksel örgüye rağmen Kuran'ın anlaşılır bir dil kullanması, Kuran'ın insan ürünü olamayacağının ayrı bir kanıtıdır
2) Rashad Khalifa
Dereceleri Yükselten, Yönetim Sahibi. Buluşma gününe karşı uyarsın diye kullarından dilediğine, emirlerini içeren vahyini indirir.
Musa'yı ayetlerimiz ve apaçık bir yetki ile gönderdik.
Firavuna, Haman'a ve Karun'a... "Bu sihirbazın ve yalancının biridir" dediler.*
Onlara bizden bir gerçeği götürünce, "Onunla birlikte iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını ise utandırın" dediler. İnkarcıların planı hep sapıkçadır.*
Firavun dedi, "Beni bırakın Musa'yı öldüreyim de o da Efendisine yalvarsın. Sizin dininizi değiştireceğinden veya yeryüzünde kötülük çıkaracağından endişeleniyorum." *
Musa dedi, "Ben, hesap gününü onaylamayan her azgından Efendime ve sizin Efendinize sığındım" dedi.
Gerçeği onayladığı halde Firavunun tarafından onaylamasını gizleyen bir adam dedi ki, "Siz ‘benim Efendim ALLAH'tır' diyen bir adamı mı öldüreceksiniz? Halbuki size Efendinizden apaçık deliller getirmiş bulunuyor. Yalancı ise, bu onun problemidir; yok doğru sözlü ise onun size anlattıkları gerçekleşir. Kuşkusuz ALLAH sınırı aşan yalancıları sevmez."
Daha önce Yusuf da size apaçık delillerle gelmişti; fakat size getirdiği mesajı sürekli olarak kuşku ile karşılamıştınız. Nihayet o ölünce, "ALLAH ondan sonra elçi göndermeyecektir (O son elçidir)" demiştiniz. ALLAH, kuşkuda sınırı aşanı böylece saptırır."*
Biz Musa'ya hidayeti verdik ve İsrail oğullarını kitaba varis kıldık.
Anlayış sahiplerine bir yol gösterici ve bir uyarı olarak.
3) Monoteist Müminler
Yönetim merkezine hizmet edenler ve etrafındakiler Efendi'lerini överek yüceltirler ve O'nu onaylarlar. Gerçeği onaylayanlar için bağışlanma dilerler: "Efendimiz, rahmetin ve bilgin her şeyi içine almıştır. Tövbe edenler ve senin yoluna uyanları bağışla ve onları ateşin azabından koru."
"Efendimiz onları, erdemli atalarını, eşlerini ve çocuklarını söz verdiğin Adn bahçelerine sok. Kuşkusuz sen Üstünsün, Bilgesin."
"Onları kötülüklerden koru. O gün kimi kötülüklerden korursan onlara rahmet etmişsindir. Büyük zafer budur."
İnkarcılar hoşlanmasa da dini sadece ALLAH'a ait kılarak O'na hizmet edin.*
Gerçeği onaylayan adam dedi ki, "Ey halkım daha önceki partilerin günü gibi bir sonuca uğramanızdan korkuyorum."
"Nuh, Ad, Semud ve onlardan sonrakilerin durumu gibi. Elbette ALLAH kullara haksızlık etmek dilemez."
"Halkım, sizin için Toplanma Gününden korkuyorum."
"O gün arkanızı dönüp kaçacaksınız; ancak sizi ALLAH'tan koruyacak yoktur. ALLAH'ın saptırdığına yol gösteren bulunmaz."
Gerçeği onaylayan adam dedi ki, "Ey halkım, beni izleyin ki size doğru yolu göstereyim."
"Ey halkım, bu dünya hayatı geçici bir geçinmedir. Ahiret yurdu ise ebedi bir duraktır."
Kim kötülük işlerse kendisine ancak onun kadar bir ceza verilir. Erkek veya kadın kim gerçeği onaylamış olarak erdemli işler yaparsa onlar bahçeye girerler ve orada hesapsız olarak nimetlenirler.
"Ey halkım, neden ben sizi kurtuluşa çağırırken siz beni ateşe çağırıyorsunuz?"
"Siz beni ALLAH'a karşı nankör olmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi O Üstün ve Bağışlayıcı olana çağırıyorum."
"Kuşku yok ki, beni kendisine çağırdığınız şeyin ne dünyada ne de ahirette bir dayanağı yoktur. Dönüşümüz ALLAH'adır. Sınırı aşanlar, cehennemi boylayacaktır."
"Size bu söylediklerimi ileride hatırlayacaksınız. Ben işimi ALLAH'a bırakıyorum. ALLAH kullarını Görendir."
Biz elçilerimize ve iman edenlere bu dünya hayatında ve tanıkların duruşmalarda bulunacakları günde yardım ederiz.
4) Sünniler ve Azap
İnkarcılardan başkası ALLAH'ın ayetleri ve mucizelerine karşı tartışmaz. Onların görünür başarıları seni aldatmasın.
Onlardan önce Nuh'un halkı da yalanlamıştı ve onlardan sonra birçok parti de... Her topluluk elçilerini etkisiz hale getirmeye çalıştı. Gerçeği gidermek için boş ve yanlış şeylerle tartıştılar. Sonunda onları yakaladım; cezalandırmam nasılmış?
Efendinin, "Onlar cehennemin halkıdır" diye inkarcılar hakkında verdiği sözü böylece gerçekleşir.
İnkar etmiş olanlara, "ALLAH'ın hoşnutsuzluğu, sizin kendi kendinize olan hoşnutsuzluğunuzdan daha büyüktür. Gerçeği onaylamaya çağrıldığınızda inkar ederdiniz" diye seslenilir.
Diyecekler ki, "Efendimiz, bizi iki kez öldürdün ve iki kez dirilttin. Şimdi günahlarımızı itiraf ettik. Buradan bir çıkış yolu var mı?"
Çünkü, YALNIZ ALLAH çağrıldığı zaman inkar ederdiniz. Ancak kendisine ortak koşulduğunda onaylardınız. Hüküm, Üstün ve Büyük olan ALLAH'a aittir.
Onları yaklaşan gün hakkında uyar, o zaman yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunurlar. Zalimler için ne bir dost ne de sözü dinlenir bir şefaatçi vardır.
Kendilerinden öncekilerin sonucunun nasıl olduğuna bakmak için yeryüzünde dolaşmıyorlar mı? Onlardan daha fazla güce sahiptiler, yeryüzünde daha çok üreticiydiler. Ancak ALLAH onları günahlarıyla yakaladı. ALLAH'a karşı onları koruyabilecek yoktur.
Çünkü, elçiler onlara apaçık delillerle gittiklerinde inkar ediyorlardı. Sonunda ALLAH onları yakaladı. O Güçlüdür, Cezalandırması Şiddetlidir.
"Ey halkım, yönetim bugün sizindir ve ülkede siz egemensiniz. Ancak ALLAH'ın hışmı bize gelirse kim ona karşı bize yardım edebilir?" Firavun da, "Size kendi görüşümü öğütlüyorum; size doğru yolu gösteriyorum" dedi.
ALLAH'ın ayet ve mucizelerine karşı, hiçbir delile sahip olmadan tartışanlar, hem ALLAH katında ve hem de iman edenler katında büyük bir öfkeye muhataptır. ALLAH her kibirli zorbanın kalbini işte böyle mühürler.
ALLAH onu, onların planladıkları kötülüklerden korudu. Firavunun taraftarlarını azabın en kötüsü kuşattı.
Onlara gündüz ve akşam ateş sunulacaklar. Dünyanın son gününde: "Firavunun taraftarlarını azabın en çetinine sokun."
Ateşte tartışırlarken, güçsüzler, büyüklük taslamış olanlara, "Biz sizin izleyicileriniz idik, öyleyse bu ateşin bir parçasını olsun bizden savabilir misiniz?" derler.
Büyüklük taslamış olanlar, "Hepimiz onun içindeyiz. ALLAH kulları arasında artık hüküm vermiştir" derler.
Ateştekiler, cehennemin gardiyanlarına, "Efendinize yalvarın da bizden azabı hiç değilse bir gün hafifletsin" derler.
Onlar da derler ki, "Elçileriniz size apaçık delillerle gelmemiş miydi?" "Evet" derler. Bunun üzerine onlar, "Öyleyse kendiniz yalvarın. Ne var ki inkarcıların yalvarması sonuç vermez."
O gün zalimlere özürleri bir yarar sağlamaz. Onlar laneti ve en kötü sonu hakederler.
5) Efendimiz olan ALLAH
Bu kitabın indirilmesi, Üstün ve Her şeyi Bilen ALLAH katındandır.
Günahları Bağışlayan, Tövbeyi Kabul Eden, Cezası Şiddetli, Sonsuz Güç Sahibi... O'ndan başka tanrı yoktur. Dönüş O'nadır.
O ki size ayetlerini (kanıtlarını ve işaretlerini) göstermekte ve sizin için gökten bir rızık indirmektedir. Tümüyle yönelip teslim olandan başkası ibret almaz.
O gün onlar tümüyle açığa çıkarılacaklardır. Hiçbir şey onları ALLAH'tan gizleyemez. O gün yönetim kime aittir? Tek ve En Üstün olan ALLAH'a aittir.
O gün her kişiye yaptığının karşılığı ödenir. O gün haksızlık yoktur. ALLAH hesabı çabuk görendir.
Gözlerin saklamaya çalıştığını ve göğüslerin gizlediğini bilir.
ALLAH adaletle yargı verir. O'ndan başka çağırdıkları ise hiçbir şeye yargı veremezler. ALLAH İşitendir, Görendir.
6) Göktaşı
Firavun dedi ki, "Haman, benim için bir kule dik de yollara erişeyim."
"Göklerin yollarına... Böylece Musa'nın tanrısına bir bakayım. Onun bir yalancı olduğunu onaylıyorum." Firavunun kötü tavrı kendisine böyle süslenmişti ve böylece yoldan çıkarıldı. Firavunun planı elbette boşa çıkacaktı.